1. YAZARLAR

  2. FATMA ULUBEY
  3. Ah!...Çocuk!...
Fatma ULUBEY

Fatma ULUBEY

Ah!...Çocuk!...

A+A-

Mutluluklar pazarlarda alınıp satılır oldu. Betonlaştı gözyaşları, yürekler katılaştı. Kimse kimseyi sevmiyor, anlamıyor, kimse kimseye acımıyor, yanmıyor. Güzellikler bile parayla alınıp satılıyor artık.

Namussuzlar çoğaldıkça namuslular azaldı. Makamlar büyüdükçe beyinler küçüldü. Herkes fırsattan istifade edip cebini şişirmeye çalışıyor, yetimin, yoksulun hakkına tecavüz ediyor. Gözlerde güneşin sıcaklığı, vicdanlarda doğruluğun aklığı kalmadı çocuk. Yürekler gibi gözler de kirlendi.

 Sevinçlerimizi, ÅŸiirlerimizi, kitaplarımızı yok ettiler, alıp götürdüler bizden uzaklara insani duygularımızı. Toprağımız küs ÅŸimdi bize, göğümüz de. Bilmem nasıl anlatılır sahtekarlığın, cüzdanın ve vicdanın kirlenmiÅŸliÄŸi bir ülkede. Erdemin, fazilletin, sevginin ve dostluÄŸun çürümüşlüğü...

Gökyüzü hepimizin değil mi? Ya yeryüzü. Neden vicdanları gibi gökyüzünü, yeryüzünü de kirletirler çocuk. Doğaya, insana, kuşa, çiçeğe, emeğe bu düşmanlık niye... Bilmezlermi ki, bunları sevmekle başlar yaşam. Bu kin, bu nefret, bu düşmanlıkla nereye varacak dünyamız. Bunlar sevmeyi bilir mi ah çocuk?

 Zerre kadar bir vicdan taşımışlar mı yüreklerinde?
Hayatta hiç sevmişler mi bir ırmağın türküsünü, gümbürtüsünü bir ormanın, durup dinlemişler mi bir pınarın akışını, yağmurun yağışını? . Bir türkünün, bir şiirin güzelliğini, bir dostluğun, bir sevginin sıcaklığını yaşamışlar mı hiç? Gülümsemişler mi çocuklara bahar gülleri gibi, okşamışlar mı saçını bir öksüzün. Vurmuşlar mı sesini dağlara, çağlayanlara? Oturup ağlamışlar mı yavrusu vurulmuş bir cerenin acısına. Duymuşlar mı oğlu mahpus bir annenin feryadını yüreklerinde...

Yalvarma güzel çocuk, dillerini utandırma. Utandırma dillerini, dillerin ki, dağ yelidir senin; Pınarların sesi, kuşların ötüşüdür. Bükme boynunu öyle, utandırma gözlerini, gözlerin gökyüzüdür senin, gözlerin mavi gülüşlü bir çiçek. Yalvarma çocuk; sesini utandırma, gülün kokusudur sesin; rüzgarın nefesi, ırmağın türküsüdür... Yalvarma çocuk; ellerini utandırma. Yokluk, yoksulluk kötü bilirim. Umudu, sevinci, onuru utandırma. En güzel senin ellerindir çocuk ekmeği tutan, suya uzanan....

Ey çocuk yoksulluÄŸunu öfkeli bir bıçak gibi taşı yüzünde ama yalvarma, utandırma yüzünü. Utancını ve hıncını güneÅŸin sarısı gibi yüreÄŸinde sakla. Unutma seni aÄŸlatanları. Unutma utanması gerekenleri ama sen aÄŸlama, utandırma gözyaÅŸlarını. AÅŸk için aÄŸla, dostluk için, sevgi için. Ama yoksulluÄŸun için aÄŸlama, yalvarma, utandırma gözyaÅŸlarını çocuk. Bırak dereler aÄŸlasın senin yerine, rüzgarlar, pınarlar aÄŸlasın ama sen aÄŸlama. Senki, baharın çiçeÄŸi, çiçeÄŸin kelebeÄŸi, sevginin emeÄŸi, toprağın bereketisin çocuk... 

Deli taylar gibi sev yaşamı, aşkı sevgiyi, umudu. Yüzün her koşulda onuru, öfkeyi, sevinci, direnci taşısın; Yılgınlık, bezginlik olmasın. Yeri geldiğinde sormalısın hesabını yoksulluğun..

Elimden tut ey çocuk; utandırma ellerini. Adın umut senin, adın sevgi, adın barış, gelecek senin ellerinde, ellerini utandırma çocuk...Tut elimden güneşe yürüyelim, sevince, umuda, neşeye yürüyelim. Tutki, güneş doğsun, serçeler sevinsin. Zulümler, karanlıklar çekilsin üstümüzden. Tut ki, tomurcuklar açsın, büyüsün çocuklar, serceler uçsun, tohumlar ekilsin, yeşersin umutlar.

 Bir demet ışık saçılsın dünyaya, kapılar açılsın, kalmasın esaret, kalmasın ezilmiÅŸlik, kalmasın açlık. Kimse kimseye avuç açmasın, çocuklar aÄŸlamasın, utanmasın analar, babalar yokluktan yoksulluktan. Nuri Can ne güzel söylemiÅŸ deÄŸil mi!?...
Bütün  Ã§ocuklarımıza güzel  bir gelecek diliyorum.

Fatma ULUBEY

Bu yazı toplam 28014 defa okunmuştur.
Önceki Yazıları