Hüsrev Kutlu, “Adıyaman siyasetinin son yıllarda yetiÅŸtirdiÄŸi en dobra kiÅŸisidir” diyebilirim... Nüktedandır. Yani “ince anlamlı, düşündürücü ve güldürücü, ÅŸakalı, zarif söz” söylemeyi becerebilen ve bu özelliÄŸiyle başına çok dert de açmıştır... Bu yönüyle kendime benzetiyorum. BildiÄŸim doÄŸruyu Adıyaman tabiriyle “lappadanaÄŸ” söylüyorum... Bu paragrafı yazmamdaki sebep onun anlattığı bir gerçek olay...

Hüsrev bey, MilletvekilliÄŸi bitince Adıyaman’a Belediye BaÅŸkanı seçilmiÅŸti... Ziyaretçilerin ardı arkası kesilmiyordu... Sonunda dayanamış ve misafirlerden bir grubun yüzüne “bırakın da çalışalım” demiÅŸti... Sahi, seçilmiÅŸ veya atanmış birilerine “hayırlı olsun” amaçlı giden binlerce kiÅŸi bu davranışından nasıl bir fayda saÄŸlıyor?

Bir gün caddede karşılaÅŸtığımızda bana “ gelmiyorsun” diyen Hüsrev beye nezaketen “geliyorum sizi yerinizde bulamıyorum” demiÅŸtim, “o halde orada olduÄŸumda gel” diyerek espirisini patlatmıştı... Bu anımı anlatmamın sebebi de aslında kapı aşındıran binlercesi “o günlük ziyarete gelen binlerce kiÅŸiden bir slüet” olmaktan öteye gidemez, aksine gitmeyen kiÅŸi fark edilir... Gidip sorun, Hüsrev bey, o binlerceden istisnalar hariç çoÄŸunu hatırlamaz ama uygun zamanda görüşmek üzere bu ziyareti ertelediÄŸimi bilir ve beni hatırlar.

Elbette tanıdığımız bir insanın herhangi bir bakama gelmesinden mutluluk duyacağız, onun baÅŸarılı olması için dua ve temennide de bulunacağız ama tadında, kıvamında bir davranış biçimiyle bunu yansıtmak daha faydalıdır... Aksi durumda özellikle seçilmiÅŸ makam sahiplerinin gözünde “yaÄŸ için görünen veya iÅŸini gördürmek üzere gelen” kiÅŸilerden birisi olmanız muhtemeldir.

Bırakın, lütfen bırakın... Her şeyi zamanına bırakın. Elbette o sevdiğiniz, değer verdiğiniz, makam sahibi olduğu için mutlu olduğunuz kişilerle bir şekilde ve bir yerde karşılaşırsınız... Sevincinizi söz veya davranışla göstermenize de gerek yoktur, gözlerinizden zaten okunur.

Bakın, 14 Mayıs seçimlerinin üzerinden koskoca 1 ay geçti, Milletvekilleri görevlerine başlamak üzere yemin de ettiler... ama ziyaretçilerin ardı arkası kesilmezse nasıl çalışacaklar?

Milletvekillerinden günlerce sonra göreve atanan Bakanlar, atanma emrinin hemen ardından yollara düştüler... Her biri bir ÅŸehir veya ilçeye giderek kendi görev alanıyla ilgili çalışmaya baÅŸladı; Bakanlar sokaÄŸa indiÄŸi için onlara baÄŸlı bütün kurumların çalışanları da mecburen koÅŸturmaya baÅŸladı... CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ı izliyorsunuz, adam neredeyse ayakta duramayacak kadar yorgun, gecesi-gündüzüne karışmış, koÅŸturup duruyor ama Milletvekilleri, halen konuk ağırlamak mecburiyetinde kalıyorlar... O, bunca koÅŸturmayı yaparken devletin hiç bir kurumunda atalet olmaz, kimse iÅŸinden kaytaramaz, tembellik yapamaz...

Bakın dünyada yaÅŸanmış en büyük felaketlerden birini yaÅŸayan milyonlarca maÄŸdur insan var, deprem bölgesinde olmadığı halde bu afetten zarar görenleri saymıyorum bile... Milletvekillerinin performansına engel olan ziyaretleri erteleyin lütfen! Onlar size “gelmeyin, iÅŸim var, çalışmam lazım, proje üretmem gerek, mevcut projeleri takip etmem gerek” diyemez ki...

Mehmet Emin Danış