1. YAZARLAR

  2. ZEYNEL KARATAS
  3. HALAT GERME OYUNU VE EKONOMÄ°K KURAKLIK
Zeynel Karatas

Zeynel Karatas

HALAT GERME OYUNU VE EKONOMÄ°K KURAKLIK

A+A-

Üç boyutlu kabul edilen ip veya halatın çekme kuvveti, kütlesi, newton veya pound-kuvvet ölçü birimi, halatın herhangi bir noktasındaki ip parçacıklarının gerilmeyi yayan eşit çekme kuvvetini fizikçilere bırakalım.

Anadolu’da yaygın olarak bilinen Halat Çekme müsabakaları, basit fakat çok oynanmayan bir oyundur. Anacak günlük hayatın her karesinde bu oyunun ÅŸifreleri bulunur. Kapitalist sistemin ekonomik yapılanmasında, menfaat üzerine inÅŸa edilmiÅŸ sosyal iliÅŸkilerde, ferdin “kendi” olma serüvenindeki psikolojik mücadelesinde bu ÅŸifreler bizleri yalnız bırakmaz.  Halat çekme oyunu basit gibi görünse de kendi içinde kuralları, taktikleri ve stratejileri vardır. Bu oyunda güçlü taraf kazanır gibi görünse de gerçek böyle deÄŸildir. Kuralları bilen, taktik ve stratejileri doÄŸru konumlandıranların kazandığı bir yarışmadır.

 Kapitalizm, ekonomiyi hayatın en önemli öğesine dönüştürdüğünden para kazanmak için her yolu meÅŸrulaÅŸtırır. Kurnazlık ve zekâ harmonisinin acımasız olduÄŸu bu piyasada herkes bir diÄŸerinin rakibidir. Rakibin komple yıkılması veya yutulması baÅŸarı hanesine iÅŸlenir. Medeni ve insani olan birlikte büyüme ve paylaÅŸmaya tahammül yoktur. Aynı iÅŸ sahasının insanları kendilerini bir müsabakada kabul eder. Var olmak, ayakta kalmak için mesleki partnerler halatın düşen tarafı gibi yere yığılmalıdır. Bunu becerebilmesi için sadece iÅŸinde iyi olması yetmez. Kazancın büyüklüğüne göre; sosyal ve siyasi alanda hatta inanç sahasında da kontrolün saÄŸlanması önemlidir. Kontrolün saÄŸlanma sürecinde yaÅŸanan trajediler, tatbikatların kırımı kadar deÄŸersizdir.  MaÄŸdur edilen toplum, malum enstrümanlar ile avutulur;  Ä°deolojik davalar güdülür, milliyetçi duygular kabartılır, fakirlik edebiyatı üzerinden cennet vaatleri sahnedeki rollerini alır.

Makro ekonomik kavgalarda ülkelerin nasıl savrulduÄŸu bilinmektedir. İşçi tezgâhında ürettiÄŸine, çiftçi tarlada yetiÅŸtirdiÄŸine muhtaçtır. Kapitalizm, paranın adil dağılmasına asla müsaade etmez. OluÅŸturulan sahte kaotik ortamda toplum, saÄŸduyu ve aklıselim düşünmekten uzaklaşır.  K. Marx;  “yeni, eskinin eleÅŸtirilmesinin sonunda bulunabilir”  tezine sistem müsaade etmez. Buna ihtiyaç duyan topluma; gündemde çok konuÅŸup da hiçbir ÅŸey söylemeyen memurlarını kullanır. KonuÅŸanların ses tonu gök gürültüsü kadar etkilidir ama yağış yoktur. Adeta avamın üzerinde ekonomik bir kuraklık hüküm sürer.  

CoÄŸrafyada kuraklık; doÄŸa için yetersiz yağış anlamına gelir.  Ortalama yıllık yağış miktarının km2 ‘ye 500 mm’nin altında olduÄŸu yerlerde kurak iklim tanımlaması yapılır. Dünya karalarının önemli bir alanı kurak iklim bölgelerinde kalır. Buradaki hayatın zenginleÅŸmesi için beÅŸeri müdahaleler ile kurak alanlara suyun taşınması zorunludur.  Devlet kontrolündeki devasa su projeleri ile bu dönüşüm mümkündür. Aksi takdirde sefalet ve beraberindeki tüm replikler kaçınılmazdır. Aşırı yağışın belli iklim bölgelerinde toplandığı gibi paranın da belli kesimlere/zümrelere yaÄŸması kanıksanmıştır. Ekonomik kuraklığı yaÅŸayan avam, devletin ekonomik projelerine umut baÄŸlar. Sosyal devlet politikaları geniÅŸletilerek, hayatın mahiyetindeki kalite korunabilir. 

Devlet mefhumundan bağımsız aile ÅŸirketlerinin güçlendiÄŸi bir çaÄŸda yaşıyoruz. Bu ÅŸirketler gerdikleri halatın kazananı olmak için devletin kurum kültürüne, toplumsal karaktere saygı duymaz. Liyakate dayalı, kurumsal devlet yönetimleri bu ÅŸirketlerin niyetini bilir ve onlara bu fırsatı vermez. Arz+talep denkleminde talebin ihtiyaçlarını karşılaması için tüm önlemler alınır. Arzın arzularına göre deÄŸil talebin imkânlarına göre ortam saÄŸlanır.  EmeÄŸin karşılığı ortalama bir hayat sunmalıdır. Finans ve bütçe kaynakları buna göre planlanır. Mutedil ekonomik yapı, bu ÅŸekilde formüle edilebilir.

Kapitalizm, menfaate dayalı sosyal iliÅŸkileri güçlendirir. Bu bilinç ile yaÅŸanan etkileÅŸim gerilim üzerine kuruludur. Sosyal bir varlık olma zorunluluÄŸunun farkında olan birey, karmaşık ve çarpık sosyal iliÅŸkileri “normalden” saymaya baÅŸlar. Kapsam alanında ÅŸahit olduÄŸu sosyal sarsıntılara karşı; vicdani sorumluluk hissetse de sürü psikolojisi içinde duyarsızlaşır.  Zahirde görünmeyen sosyal çatışmalar ferdin iç dünyasındaki barışık ortamı sabote eder. Olgun ve erdemli duruÅŸlar azalır, felsefede üstün, Ä°nançta kâmil insana eriÅŸim kapanır. Bu durum ekonominin sosyal ve insan psikolojisi ile olan bağını gösterir.

18. Yüzyılın sonlarında Politik Ekonomiye yön veren Adam Simth; Piyasanın kendisi en adil ve etkili bir hakem olacağını söylese de günümüz serbest piyasa ekonomisinde bu mümkün görünmüyor. İnsafsızların inisiyatif kullandığı piyasada devletin adil hakemlik görevini üstlenmesi beklenir. Aksi takdirde köpürtülmüş pahalılık, varlık içinde başka bir ekonomik kuraklık başlatır. Böyle bir piyasa etkili politik malzeme konusudur.

 Anlaşılan o ki Halat Germe Oyunu; Ekonomiden siyasete, sosyal hayattan kiÅŸisel psikolojiye kadar her alana yerleÅŸmiÅŸ durumda. Elbette birileri; Ä°nsanlığın tarihi yolculuÄŸunda bu süreci olaÄŸan görebilir. Ancak saÄŸlık ve huzur arayanların istatistikleri, gömülü kalan “mana dünyasına” olan ihtiyacı kanıtlar niteliktedir.

Halat Germe Oyununu kendim de oynamama rağmen en etkilisini Squid Game dizi filminde izlediğimi söyleyebilirim. Oyunun takımında yer alan yaşlı adam, oyun başlamadan kısa süre içinde oyunun kurallarını ve bazı taktikleri takımına aktarır. Ona göre bu oyunda kazanmak için;

Oyun sırasında liderin gücü zayıflar veya cesareti kırılırsa oyun çoktan bitmiştir,

Oyun sırsında takım arkadaşlarından biri halatın sağına bir diğeri halatın soluna yerleşmesi gerekir.

Oyun başladığında ilk 10 saniye halata asılabildiğiz kadar asılıp geriye doğru yaslanılması, bu süre içerisinde dayanılabilinirse karşı takımın dikkatlerinin dağıldığı bir an mutlaka geleceğini belirtir.

Oyun baÅŸlar; ancak bu taktikler kazanmaya yetmez. Takımın Stratejisti ortaya çıkar; takımı aynı anda 3 adım ileriye sürerek karşı takımın dengesini bozar ve oyun kazanılır. 

YaÅŸamın her alanına idame edilen bu oyunla “hep birlikte” kazanmanın mümkün olmadığına inandırılmışız. Ä°llaki takımlara ayrılmamız ve birbirimizle müsabaka etmemiz gerekiyor. “Biz gibi” olan karşı tarafın acıları üzerine kurgulanan bir zafer... Algılarımız bizi, merkezi insan olan galaksinin ötelerine götürmüş, muhasebesini yapan yok. Birilerinin felsefe ve inanç kavramlarına format çekmesi gerekmez mi?

Ãœlkemiz, kurulduÄŸundan beri Halat Germe Oyunu için takımlara ayrılmış durumda. Birileri farkında deÄŸil ama bu oyunu Anadolu’da biz bize oynuyoruz. Kaybedenlerimize karşı kazandığımızı zannediyoruz.  Neden hep eksildiÄŸimizi, küçük kaldığımızı, zayıfladığımızı doÄŸru yorumlayan kaç kiÅŸi var. Defolu baÅŸlayan bu nizam bize ucuz bir hayat dayatıyor. Oysaki tarihimiz, kültürümüz, inancımız bize konforlu bir hayat vaat ediyor.

Bu oyunlardan sonuncusu; ülkemizin ekonomisi üzerine kurgulanmış durumda.  Amansız bir Ekonomik Kuraklığa sürüklenen toplum, endiÅŸeli ruh hali içinde kabiliyetini kaybetmeye baÅŸladı.  Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiÅŸ ekonomik dalgalanmalar halatın iki ucundakilerin inadını gösterir. Günün her vakti halatın üzerindeki ip parçacıkları gerilimin ÅŸiddetini artırıyor. AkÅŸamın bir vakti, takımın stratejisti aynı anda 3 adım ileri komutu ile karşı takımın dengesini bozabiliyor… Oyun bitmedi, kimin kazanacağı belli deÄŸil ama nihayetinde bu ülkenin güzel insanları, iliklerine kadar hep birlikte kaybedeceklerini biliyor.

Oynadığımız halat oyunlarında bazen beklenmedik sürprizlerle karşılaÅŸabiliyorduk. Beklenmeyen bu sürprizde; halat ortadan kopar her iki takımda kaybederdi. Artık takımların gerecekleri bir halatları olmazdı. Ãœlkesi kalmayan insanlar gibi…

Zeynel KARATAÅž

 

 

Bu yazı toplam 34532 defa okunmuştur.
Önceki Yazıları