1. YAZARLAR

  2. MEHMET EMIN DANIŞ
  3. ZORUNLU GÖÇ EDENLER...
Mehmet Emin DANIŞ

Mehmet Emin DANIŞ

ZORUNLU GÖÇ EDENLER...

A+A-

Deprem sonrası yaşanan kaosun ardından binlerce kişi ailesini de alarak deprem bölgesinden uzaklaşmak zorunda kaldı...

Sizce bu uzaklaşan kişiler “şükür memleketten kurtuldum, keyif edeyim” diye mi gitti?

Deprem bölgesinden gidemeyen, kalmak zorunda kalan bazı insanların gitmek zorunda kalan kişilere her fırsatta laf sokmasını anlamak mümkün değil...

Kendileri bizzat çadır/konteyner zorluğuyla mücadele ediyorlar; tuvalet, banyo, uzanacak sağlıklı bir kilime muhtaç, organizenin bile sağlanmadığı deprem bölgesinde kalanların “zevk için veya memleketi çok sevdiği için” kaldığını mı sanıyorsunuz?

Gidemediler, gitmek istedikleri yerlere ulaşamadılar, yani ne zevk için ne de memleketi sevdikleri için ailelerini, özellikle de minicik çocuklarını o itiş-kakış, belirsizlik, yokluk ve sağlıksızlıkla baş başa bırakmadılar...

Gidenler ise “oh ne iyi ettik de geldik” demiyorlar, inanın...

Örneğin, benim Adıyaman’daki ikamet ettiğim ev kiraydı, işyerim kiraydı ve her ikisi de ağır hasar aldı... Buna rağmen günlerce enkaz kaldırma çalışmaları, defin işlemleri, yardım kaynakları bulup şehir içinde ve ilçelerde dağıtım işleri gibi faaliyetlerde bulundum... Günlerce kıyafet dağıttım ama kendime almadım, yiyecek dağıttım ama zorunlu ihtiyaçlarım dışında almadım, bazıları gibi stok etmedim... Kimseye de gidip “bana şunu/bunu verin” demedim...

Ulaştığım tüm yetkililere “Adıyaman’da çok kayıp var, yeniden ayağa kalkması için hepimize görev düşüyor, ücret/maaş istemiyorum, bana görev verin, gerekirse temizlik işleri dahil yapmaya hazırım” dedim ama sanırım bana ve benim gibi gönüllülere ihtiyaçları yokmuş ki kabul etmediler, görev vermediler...

Günlerce tek kişilik az hasarlı “tek odalı” bir evde 9 aile kaldık, peki siz söyleyin bu durumda siz kalıp ne yapardınız? Kalarak bile bile yokluğa, itilmeye, ekmek/su kuyruğunda birilerine minnet etmeye ve bunun ezikliğini yaşamaya teslim mi olmalıydık?

Gidip de “altın varaklı taslarla su mu içtik”, memleketime ardımızı mı döndük?

Lütfen biraz ben ve benim gibilerin açısından da düşünün, işimi ve işyerimi kaybetmiş bir kişiyim, ailemi sizin gül hatırınız için açlığa mı mahkum edeyim? Benden bunu istediğinizi sanmıyorum... Ben 1.5 aydır ayrı olduğum memleketimden ilişkimi hiç ama hiç kesmedim, istisnalar hariç gidenlerin hiç biri de kesmedi...

Bulunduğumuz yerlerde ulaştığımız kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü ve imkanı olan kişilerden temin ettiğimiz yardım ve malzemeleri memleketimize ulaştırıyoruz ve bunu aslında hepiniz de biliyorsunuz...

Ama nedense bulunduğumuz şehirlerde bir araya gelip “memleket için ne yaparız” şeklindeki görüş alış-verişimizi, bulunduğumuz şehirdeki hemşerilerimizle kaynaşma çalışmamızı ağır hakaretlerle yorumlayanlar oluyor...

Bizler yani “zorunlu göç edenler” sizin bu haksız ve ağır eleştirinizi hak etmiyoruz... Adil olun, vicdanlı olun...

Mehmet Emin Danış

Bu yazı toplam 24973 defa okunmuştur.
Önceki Yazıları