1. YAZARLAR

  2. HIKMET KIZIL
  3. YENGEÇ SEPETİ SENDROMU
Hikmet KIZIL

Hikmet KIZIL

YENGEÇ SEPETİ SENDROMU

A+A-

Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür. Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür.

Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamıyacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır.

Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler.

Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış noktasıdır.

Filipinliler arasında popüler olan kavram, ilk olarak aktivist yazar Ninotchka Rosca tarafından kullanılıyor. “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın.” anlayışını ifade eder.

Bazı insanlar, bencilce davranarak hırslarını ön plana alarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünürler.

Kendileri ulaşamıyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalıdır. İstekleri budur. Rekabetçi duygularla, hasetlik ve kıskançlıkla çabalarınızı sabote etmeye çalışırlar.

Yengeç Sepeti Sendromu, her alanda yaşanabilir.

Örneğin, yeni bir üniversite okumak isteyebilir, yeni bir iş kurmayı düşünebilirsiniz veya bir kitap yazmayı planlarsınız... Daha farklı, daha iyi şartlara yöneldiğinizde, değişim yapmaya henüz hazır olmayan, korkan kişilerin eleştirilerine maruz kalabilirsiniz.

Kendi başarısızlık korkularıyla, sizin başarılarınıza, gelişim olanaklarınıza ket vurmaya çalışanlar; yeni bir şey denemek istediğinizde baltalamaya, caydırmaya niyetlenenler olabilir. “Ne gerek var?”, ”Boşver.”,”Zaten beceremezsin, hiç uğraşma.”, “Bu saatten sonra meslek değiştirilir mi?” sözlerini duyabilirsiniz.

Enerjinizi emerek sizi yapmak isteğiniz şeylerden soğutmak isteyen, size ket vuran, özgüveninizi baltalatyan bu pesimist kişilerden uzak durmalısınız...
Hatta mümkünse ağızlarına fırıncı küreği sokabilir, ense köküne 45 numara terlik indirebilirsiniz!

Yengeç zihniyetine sahip kişiler, başarısızken başkalarının başarısını izlemek yerine, ellerinde bir buçuk kilo cekirdek ile çökmelerini beklerler.

Mutlu anlarda bile eleştirecek noktalar bulabilirler, ama eleştiri duymak istemez bu şark kurnazı Şemsi paşa pasajında sesi büzüşesiçeler!

Empati ve merhametten yoksundurlar. Başkasına yardımcı olmak, kendimize yardımcı olmaktır aslında.

Kurbana dönüşmemek için:

Zamanınızın çoğunu birlikte geçirdiğiniz insanlara dikkat edin. Jim Rohn; “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.” Aile üyeleriniz, çalışma arkadaşlarınız, yakınlarınız hatta sosyal medya arkadaşlarınız size yengeç sepeti sendromu yaşatan kişiler olabilirler.

Zorunlu nedenlerle ilişkimizi tamamıyla koparmamızın mümkün olmayacağı durumlar varsa da hayatınıza yön verecek olan kişi sizsiniz.

Kiminle, ne kadar vakit geçireceğinizi iyi belirleyin. Benzer hedeflerinizin olduğu kişilerle bir aradaysanız, başarınız katlanır.

Durumun farkına varmak gerekiyor. Olumsuz düşüncelerle dolu ortamda kalmak yerine, enerjinizi yardımlaşabileceğiniz, birbirinize ilham verebileceğiniz kişilere yönlendirin.

Yengeçlerin sizi hedeflerinizden ve hayallerinizden uzaklaştırmalarına, üretkenliğinizi azaltmalarına izin vermeyin. Bizim hayatımız, bizim seçimlerimiz. Kovadaysak da çıkmayı başarmak bizim elimizde.

Fırıncı kürekleri hazırsa yengeçleri sepetlemeye başlayabilirsiniz...

Hikmet Kızıl

 

Bu yazı toplam 26067 defa okunmuştur.
Önceki Yazıları